24 Haziran 2009 Çarşamba

DİKMEN VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ VE EMLAKÇI BELEDİYECİLİK

Dikmen Vadisinin, Kentsel Dönüşüm uygulamasından kurtuluşu ve Vadi Halkının Direnişinin kazanımı olarak basında yer alan, Dikmen Vadisi 4. ve 5. Etap Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi'nin iptal edilmesi kararı, kentlerde ve yoğunlukla kent merkezlerinde yaygınlaşan seçkinleştirme süreçlerinin bir kabuk değiştirme mevsimi olarak yorumlanabilir.

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 15.05.2009 tarihinde gerçekleştirilen toplantısında, öncelikle proje alanında yapılmış olan kamulaştırma işlemlerinin iptal edilmesine, sonrasında Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje sınırının iptal edilerek plan öncesi duruma dönülmesine karar verilmiştir. Kararda, Kamulaştırma Kanununun 21. Maddesi gereğince kamulaştırmadan tek taraflı olarak vazgeçildiği, Kamulaştırma Kanunun 22. Maddesi gereğince Belediye ile anlaşan mal sahiplerinin almış oldukları kamulaştırma bedellerini 3 ay içinde geri ödemeleri koşuluyla taşınmazların ve yapılan taksit ödemelerinin iade edileceği belirtilmektedir.

Kentsel Dönüşüm kararının iptaline, Dikmen Vadisi halkının direnişi ve Belediyeyle anlaşma yapılmasına karşı noktadaki kararlı tutumu yol açmıştır. Ancak bu kararın koşulsuz bir kazanım olarak ele alınmayıp, Dikmen Vadisi Projesinin karlılığının devam edebilmesi için son etaplarının da uygulamaya geçmesi gerektiğinin göz önüne alınması gerekmektedir.. Yanlış ve beceriksiz bir yönetim modeli nedeniyle büyük borçlar altına girmiş olan belediye açısından bu projenin devamlılığının sağlanamaması önemli bir başarısızlık olarak görülmektedir. Bunun yanı sıra, açılmış olan davalarda alınan plan iptal kararları da bu kararın alınmasında etkili olmuştur. Ankara Büyükşehir Belediyesi aleyhine verilen yürütmeyi durdurma kararları ardından hemen dava konusu planları iptal ederek davaları konusuz bıraktırmak gibi bir taktik izlediği bilinmektedir. Dikmen Vadisi Kentsel Dönüşüm projesi sürecinde de benzer bir gelişme yaşanmıştır. Ancak bu kez belediye kentsel rantın yeniden üretimi sürecinde yap-satçı politikalar yerine doğrudan piyasaya toprak arzına yönelerek, kentsel rantı değerlendirmek istemektedir.

Bu noktadan hareketle de sermayenin, kriz koşullarında ve önümüzdeki döneme ilişkin, kentsel dönüşüm mücadele alanlarında, idareleri nasıl işlevlendireceğini doğru okumak gerekmektedir. Gelinen süreçte ilk bakışta, tehlikenin geçtiğini, Vadi Halkının evlerinde artık huzur içinde yaşayacakları çıkarımını yapmak aşırı bir iyimserlik olacaktır, bu kararın arkasından değerli kentsel arazilere yönelik açgözlü sermaye saldırısının olduğu, bu saldırının kesilmeyeceği, tam tersine yeni bir biçimde kendini göstereceği kolaylıkla görülebilir.

Dikmen Vadisi projesini bütüncül olarak değerlendirmek gerekmektedir, bir ucunda Eski Milletvekili Lojmanları arazisine yapılmış dev boyutlu bir alışveriş merkezi, bir ucunda gökdelenler ve vadi çevresine yerleşmiş lüks konutlar. Bir bütün olarak yeni bir hayat biçiminin manifestosu olarak okunabilecek Ankara manzaralı bu senaryonun orta yerinde tasfiye edilmesi gereken bir gecekondu alanı bulunmaktadır. Belediyenin, Kentsel Dönüşüm yasası kapsamında gerçekleştiremediği bu tasfiye işleminden vazgeçtiğini düşünmek büyük bir hataya düşmek anlamına gelecektir. Sermaye gözünü diktiği bu alandan geri çekilmeyecek, parçalı biçimde de olsa bu alanlara sızmaya çalışacaktır.

Bu noktada iki farklı senaryo öngörülebilir; Birincisi Vadinin TOKİ eliyle dönüştürülmesi, ikincisi ise mülkiyet dokusunun parsel bazında el değiştirerek uzun vadede gecekondu halkının alanı terketmesi. TOKİ'nin devreye sokulması halinde, 4 yıldır vadide ve bir çok kentsel dönüşüm mağduru mahallede yaşanmakta olan direniş süreci kaldığı yerden devam edecektir. Ancak bu koşullarda bu ihtimalin gerçekleşme olasılığı tartışmalıdır.

Ankara Büyükşehir Belediyesi Emlakçılığa Soyunuyor

İkinci ihtimal hiçbir tartışma yaratmadan yavaş yavaş gerçekleşecek bir dönüşüme işaret etmektedir. İlk elden, tanınan 3 aylık süre içinde kamulaştırma bedellerini ödeyemeyen hak sahipleri arazilerini Belediyeye bırakmak durumunda kalacaktır. Kamulaştırma bedellerini ödeyecek hak sahipleri ise üzerinde hiçbir taşınmaz kalmamış, gelişmeye açık boş parsellere sahip olacaktır. Plan öncesine dönüş kararını alan Belediye, plansız kalan Vadi için önümüzdeki süreçte yeni bir imar planı hazırlayacak ve yapılaşma koşullarını belirleyecektir. Hazırlanacak bu plan kuşkusuz Vadinin mevcut nüfusuna yönelik hazırlanmayacak, yukarıda bahsedilen projenin bir ayağı olarak ele alınacaktır. Proje, büyük ihtimalle 'kentin nefes alma noktaları' konusunda hassas, müstakil ve düşük yoğunluklu, şehrin çağdaş yüzü olacak bir yapı düzeni önerecektir. Boşaltılmış arsalar üzerine yapılacak yapılar bu plana tabi olacak ve bu durumda, kamulaştırma bedelleri geri ödenmeyen arsalar belediye eliyle satılacaktır. Artık hizmet götürmek gibi bir problemi kalmamış olan Ankara Büyükşehir Belediyesi, emlak alım satımından sorumlu ve bu işten kar elde eden bir emlakçı kuruma dönüşecektir. Kamulaştırma bedellerini iade ederek tapularını alacak olan hak sahiplerinin bir kısmı ise süreç içerisinde -arsa değerleri yeni yapılaşma koşulları ile yükselmeye başladığında- alanı kendi rızasıyla terk etme eğilimi içine girecektir. Dikmen Vadisi özelinde el değiştirme süreci için büyük çaplı yeni bir proje devreye sokulmayacak, alanın sosyo-ekonomik yapısı değişmeye başlayacak, süreç bu çelişki üzerinden işleyecektir.

Kentsel Dönüşüm Projesinin iptal edilmiş olması her ne kadar umut verici ve sevindirici bulunsa da, bir yandan emlakçılık üzerinden kentsel rantın değerlendirilmesi ve buna bağlı olarak da vadide yaşayan halkın, topraklarını imar hakları doğrultusunda bu bölgedeki yeni konut projesi yapacak kişilere bedeli karşılığında satmak istemeleri halinde mücadele alanında ciddi sorunlarla karşılaşılabilecektir. Bir yanda, toprağını satarak bölgeyi yeni seçkinlere terk etmeye hazır bir kitlenin yaratılması için Belediye ve sermaye, çalışmalarına devam edecektir. Bir diğer yandan ise, sözleşme imzalayarak Vadiyi terk etmiş olan Dikmen Halkının bulunduğu durumun da üzerinde ayrıca durulması gerekmektedir. Borçlanma, kira yardımının yetersizliği, 4 yıldır sonu giderek belirsizleşen bir süreç içerisinde yaşamak zorunda olan bu insanları kapsayacak yeniden yapılanma ve örgütlenme biçimlerine ihtiyaç vardır. Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından hayatlarıyla oyun oynanan sözleşme mağdurları ile dayanışmak açısından bölge halkının sosyoekonomik koşullarının iyileştirilmesine yönelik bir örgütlenmeye gidilmeli ve halkın piyasa koşullarında evlerini satmak zorunda bırakılmalarının önü alınmalıdır. Belediyenin nasıl bir süreç öngördüğünü ilerleyen günlerde göreceğiz. Her ne olursa olsun süreç içerisinde direncinin gücünü kanıtlayan Dikmen Vadisi halkının emekten yana, kendi hakkı yanı sıra tüm kentin haklarını korumakta ısrarlı mücadelesinin süreceğini biliyoruz. Kentsel dönüşüm bütün bütün değil parça parça da gerçekleşse dara düşen yine halk olacak, ister hak sahibi ister kiracı olsun halk yerinden, yurdundan ve yaşama hakkından olacak. Bu kentte halkı fazlalık gören iktidara karşı mücadele devam etmeli, ediyor.

KENTSİZ HAREKETİ

'Dikmen Vadisi 4. ve 5. Etap Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi uzlaştırma esaslarına ve kamulaştırmaya ilişkin 17.02.2006 gün ve 483 sayılı Belediye Meclis Kararının iptal edilerek; bu hususta yapılan kamulaştırma işlemlerinin iptal edilmesi, Kamulaştırma Kanununun 21. Maddesi gereğince kamulaştırmadan tek taraflı olarak vazgeçilmesi, Kamulaştırma Kanununun 22. Maddesi gereğince idaremizle satın alma yoluyla uzlaşan ve tapuda ferağ veren mal sahipleri ve mirasçılarına 7201 Sayılı Tebligat Kanunu ilgili hükümleri gereğince tebligat gönderilerek almış oldukları bedeli 3 ay içinde ödemeleri kaydıyla taşınmaz mallarını geri alabilecekleri hususunun bildirilmesi, konut karşılığı sözleşme yapmak suretiyle taksit ödemesi yapan hak sahiplerinin ödedikleri bedellerin iade edilmesi, proje alanında bu güne kadar fiilen hiçbir şekilde el atma yapılmadığı kesin olmakla birlikte plan bazında da tamamen uygulama öncesine dönülmesi, açılan tüm kamulaştırma bedel tespit ve tescil davalarından vazgeçilmesine ilişkin Hukuk ve Tarifeler Komisyonu raporu oylanarak oyçokluğu ile kabul edildi.'

Hiç yorum yok: